BM’den Endişe Verici Rapor: İsrail’in Okul Saldırısında 100 Filistinli Hayatını Kaybetti
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı Farhan Haq, düzenlenen günlük basın toplantısında, İsrail’in 10 Ağustos’ta Gazze’de gerçekleştirdiği Et-Tabiin Okulu’na yönelik hava saldırısının sonuçlarını içeren İnsanî İşlerden Sorumlu Ofis (OCHA) raporunu açıkladı.
Haq, saldırının gerçekleştiği sırada okulun sığınak görevi gördüğünü ve yüzlerce yerinden edilmiş aileyi barındırdığını, birçok kişinin de sabah namazını kılmak üzere okulun dua salonuna toplandığını belirtti. Saldırıda yaralanan kişilerin Gazze’deki kısmen işlevsel hastanelere kaldırıldığını ifade eden Haq, bu hastanelerde yeterli ilaç, temiz su ve yatak bulunmadığını vurguladı.
Haq, saldırıdan kurtulan çocuklar ve ebeveynlerine psikolojik ilk yardım ve psiko-sosyal destek sağlandığını aktardı. Şu ana kadar, bu gibi durumların 21 kez yaşandığını hatırlatan Haq, 4 Temmuz’dan bu yana, bu tür saldırılarda kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere en az 274 kişinin yaşamını yitirdiğini açıkladı.
Ayrıca, Haq, İsrail’in tahliye emirlerinin etkilediği 23 bölgenin toplamda yaklaşık 305 kilometrekarelik bir alanı kapsadığını ve bunun Gazze Şeridi’nin yaklaşık yüzde 84’üne tekabül ettiğini dile getirdi.
İsrail Ordusu’ndan Hava Saldırısı
İsrail ordusunun 10 Ağustos’ta Gazze’nin Derac Mahallesi’nde bulunan Et-Tabiin Okulu’na düzenlediği hava saldırısında, sabah namazı için toplanmış olan Filistinlilerin hedef alındığı bildirildi. Saldırı sonucunda en az 100 Filistinli hayatını kaybetti.
Bölgedeki gazeteciler, sağlık ve sivil savunma ekipleri, yaşanan dehşeti kelimelerle aktarırken zorlandıklarını ve alevlerin yükseldiği anlarda yaşanan panik dolu sahneleri dile getirdi. Sosyal medyada, saldırı sonrası Filistinlilerin çığlıklarının yankılandığı anlara ait görüntüler paylaşıldı.
İsrail ordusu, saldırıyı "Hamas’ın okulu karargah olarak kullandığı" iddiasıyla savunurken, Hamas, İsrail’in bu tür saldırılar için "asılsız bahaneler" ürettiğini belirtmiştir. Bu saldırının, ABD, Mısır ve Katar’ın Gazze’de ateşkes çağrısı yaptığı bir dönemde gerçekleşmesi de dikkat çekici bir ayrıntı olarak öne çıkıyor.