Türk Bilim Kadınları, Arktik Araştırmalarla Kutup Bölgesindeki Biyoçeşitliliği İnceliyor

Türkiye, 20. yüzyılın ortalarından itibaren kutup bölgelerinde bilimsel araştırmalar yapıyor. 2017’de ise bu alandaki çalışmalarını kalıcı projelere dönüştürmek amacıyla Antarktika ve Arktik’e yıllık bilimsel seferler düzenleme kararı alındı. Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen Ulusal Arktik Bilimsel Araştırma Seferi’nde, Türk bilim kadınları Kuzey Buz Denizi’nde yaptıkları dikkate değer araştırmalarla ön plana çıkıyor.

Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda ve TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü organizasyonuyla gerçekleştirilen seferde, zorlu koşullar altında bilim insanları, planladıkları çalışmaların iki katı performans göstererek 51 farklı örnekleme noktasında araştırmalar yaptı.

Bu seferde, Türk bilim insanları tarafından yürütülen 16 projeden biri olan “Barents Denizi’nde değişen iklim ve biyoçeşitlilik” üzerine çalışan Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Bilge Durgut, eDNA (çevresel DNA) yöntemini kullanarak deniz ekosistemindeki değişimleri incelemektedir. Durgut, bu yöntemle alınan su örneklerinin analizlerinin gerçekleştirilerek biyoçeşitliliğin belirlenmesinin hedeflendiğini belirtti.

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Gülden Açıl ise “Antifouling bileşiklerin sucul ortamdaki tespiti” adlı projede, deniz suyundaki kirliliği ve bunun etkilerini araştırdı. Açıl, çeşitli derinliklerden aldıkları su örnekleri ile toksik potansiyeli olan bileşenleri inceleyeceklerini kaydetti.

Diğer bir projede ise İstanbul Medipol Üniversitesi’nden Nursu Aylin Kasa, Barents Denizi’nde ilaç kalıntılarının tespiti için saha çalışmaları yürütüyor. Kasa, pandemi sonrası artan ilaç kullanımının çevre üzerindeki olumsuz etkilerini önceden tahmin ederek bu araştırmaları gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Seferin koordinatörü ve Türk bilim insanlarının kutup bölgelerindeki çalışmalarının uluslararası düzeyde tanınmasını sağlayan Prof. Dr. Burcu Özsoy, Türk bilim kadınlarının bu alanda önemli bir rol oynadığını vurguladı. Özsoy, kadın araştırmacıların özellikle Antarktika’da yaptıkları çalışmalarla uluslararası standartlarda başarılar elde ettiklerini belirtti.

Seferin 2023 versiyonu, kadın araştırmacı sayısının erkeklerden fazla olmasıyla da dikkat çekiyor. Prof. Dr. Ersan Başar, bu durumun kadınların bilimde son yıllarda kat ettikleri önemli mesafeyi gösterdiğini vurguladı.

Kutup bölgelerinde 33 yıldır bilimsel çalışmalar yapan Türk bilimciler, ayrıca öğrencilere yönelik düzenledikleri projelerle de genç kuşakların bilimsel araştırmalara olan ilgisini artırmaya devam ediyor. Bu süreçte elde edilen başarılar, Türk kadınının bilimdeki gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor.

By admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir